Siz konuşmayı öğrenmeden önce, beynimiz kusursuz ama programsız bir bilgisayar gibidir. Doğduğunuzda bir dil bilmezsiniz. Beyninizin bir program olacak kadar olgunlaşması birkaç yıl alır o zaman program size, esasen anne babanız ve ayrıca çevrenizdeki diğer kişiler  tarafından sunulur. Onlar sizin dikkatinizi çeker ve sözcüklerin anlamlarını öğretirler. Siz konuşmayı öğrenirsiniz ve program anlaşma doğrultusunda azar azar içinize girer.

O programı kabul eder ve ona sahip olursunuz. Eğer siz bir bilgisayarsanız o zaman bilgi programdır. Bildiğiniz her şey kafanızdaki tüm bilgi siz doğmadan önce o programda yer alır ve nacizane fikrim hiçbirimiz orijinal bir fikre sahip değiliz. Her harf, her sözcük, inanç sistemimizde ki her kavram programın bir parçasıdır ve o programa “yalan” denen bir virüs bulaşmıştır.

O zaman duygular

Duygular gerçektir. Hissettiğimiz her duygu gerçektir. Bana göre her duygunun doğrudan ruhumuzdan, bütünlüğümüzden geldiğini onun tamamen sahici olduğunu düşünürüm.

Hissedilen bir şeyi uyduramazsınız. Duygularınızı bastırmaya çalışabilirsiniz, hissettiğiniz duyguyu gerekçelendirmeye veya onun hakkında yalan söylemeye çalışabilirsiniz ama hissettiğiniz duygu sahicidir. O gereklidir ve siz onu hissetmektesinizdir. Hissettiğiniz duyguda yanlışlık yoktur; öfke  ya da kıskançlıkta hiçbir yanlışlık yoktur. Nefret bile hissediyorsanız o sizin bütünlüğünüzden gelir. Üzüntü veya depresyon olsa bile, bunu hissetmenizin bir nedeni vardır. Sadece dış dünyayı algılamazsınız, kafanızda yarattığınız hayali dünyayı da algılarsınız. Sadece duygularınızı değil, bilginizi de yani kendi düşüncelerinizi, yargılarınızı ve inançlarınızı da algılarsınız.Kafanızda ki sesi algılar ve o sese duygusal bir tepki verirsiniz


0 yorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sohbete Başla
1
Merhaba Size Nasıl Yardımcı Olabiliriz
Powered by